Geleceğe yönelik tasarım ve inovasyonun zengin mirasına sıkı sıkıya bağlı olan MG, insanları hareket ettiren otomobiller geliştirerek mirasını genişletmeye devam edecek.

2022 yılına kadar anakara Avrupa’da beş yeni enerji MG modeli tanıtıldı; MG Ailesi’nin en son üyesi ise tamamen elektrikli bir hatchback olan MG4 Electric oldu.

MG, 2022’de bugüne kadarki en büyük sedanı olan MG7’yi tanıttı. Sportif bir salona sahip, şık ve 5 kapılı bir coupe olan MG7, ferahlık ve lüks stilin zahmetsiz bir birleşimi.

MG’nin klasik roadster mirasını anımsatan ve aynı zamanda etkileşimli oyun kokpiti ve 5G bağlantısı gibi yeni yüksek teknoloji özellikleri sunan iki kişilik elektrikli spor otomobil MG Cyberster ile tanışın. Elektrikli otomobilin menzili yaklaşık 800 km ve 0-100 km/s hıza üç saniyeden kısa sürede ulaşıyor.

MG ZS EV, aile dostu, tamamen elektrikli ve çok eğlenceli bir araç. MG SUV, 2019 yılında Avrupa anakarasında piyasaya sürüldü.

MG X-motion, daha önce E-Motion’da da görüldüğü gibi, MG markasının Duygusal Dinamizm tasarım felsefesini takip etti. Muhteşem bir canavar. Aynı yıl piyasaya sürülen MG HS SUV, MG X-Motion konsept otomobilinin üretim modeli olacaktı.

Çarpıcı E-Motion elektrikli coupe konsepti, 0-100 km/s hıza dört saniyeden kısa sürede ulaşacak ve 500 km’nin üzerinde menzile sahip olacak şekilde tasarlandı. Gerçekten göz kamaştırıcı bir MG.

MG ZS, 2017 yılında tanıtıldı. MG’nin internet bağlantılı ilk modeli, tüm dünyada hızla popülerlik kazandı. 40’tan fazla ülkede satıldı ve altı yılda 800.000’e yaklaştı. Tamamen elektrikli versiyonu MG ZS EV ise 2018’de piyasaya sürüldü.

Her zaman yenilikçiliğin ön saflarında yer alan MG, ilk MG SUV modeli MG GS’yi piyasaya sürdü. Daha iyi çeviklik, MG sürücüsünün MG’sini hem yolda hem de arazide kullanabilmesini sağladı.

İngiliz touring car yarışlarının tarihindeki en başarılı sürücülerden biri olan Jason Plato, MG 6 GT’yi kullanarak 10 yıllık bir aradan sonra BTCC’ye geri döndü ve MG takımının 6 yarış kazanmasına ve 5 şampiyonluk kazanmasına yardımcı oldu.

MG5, göz alıcı dış tasarımı, lüks iç mekanı ve yüksek performanslı 1,5 litre benzinli dört silindirli “VTi-Tech” motoruyla muhteşem bir kompakt otomobil olarak tam bir yıldız olarak ortaya çıktı.

Her zamanki gibi geleceğe dönük olan MG, kişisel bir dokunuşa duyulan ihtiyacı fark etti. Bu nedenle MG3’ü piyasaya sürdü; tüketicilere, üst düzey kişiselleştirme seçenekleriyle araçlarını ortak tasarlama olanağı sağladı. MG3, küresel otomotiv tüketicisinin gözlerini MG’ye bir kez daha açtı.

Yepyeni MG6 GT, MG’nin sportif sedan mirasının çağdaş tasarımla bütünleştiği bir denge sunan dört kapılı bir hatchback’ti. MG6 GT ve Magnette, yeni nesil MG ürünlerinin estetiğinin bir ön gösterimiydi.

MG F , 1962’den bu yana ilk yepyeni MG spor otomobiliydi. Otomobilin piyasaya sürülmesinden önce büyük bir heyecan vardı. Yenilikçiydi: Ortadan motorlu ve gazlı süspansiyonluydu. Ve insanlar onu çok sevdi: Kısa sürede dünyanın birçok yerinde en çok satanlar arasına girdi.

1980’lerde MGB’nin ve genel olarak klasik otomobillerin popülaritesi arttı. Spor otomobillere olan talep yeniden somutlaştı. MGB, 1993 yılında 3,9 litrelik V8 motorlu roadster modeli MG RV8 ile geri döndü.

Abingdon’ın kapıları kapandıktan sonra, birçok kişi MG döneminin sonunun geldiğini düşündü. Ama öyle değildi. MG daha da güçlenerek ortaya çıktı ve eğlenceli ve kompakt MG Metro’yu piyasaya sürdü. Hâlâ büyük bir hayran kitlesine sahip.

British Leyland’ın bir parçası olmak, MG’nin 3,5 litrelik Rover V8 motoru gibi daha geniş bir motor yelpazesine erişebilmesi anlamına geliyordu. Bu kadar güçlü küçük bir otomobil, oldukça popüler bir kombinasyon oldu.

MGB roadster, onlarca yıldır en çok satan MG modeliydi. Monokok gövdeli ilk MG olduğu için tartışmasız ilk modern MG’dir. 0’dan 100 km/s hıza yalnızca 11 saniyede ulaştı ve 500.000’den fazla adet sattı.

MG, 1954-1959 yılları arasında iki yeni rekor kırarak hızını yeni zirvelere taşıdı.

Kükreyen Yağmur Damlası olarak da bilinen EX181, 1957 yılında Bonneville Salts düzlüklerinde efsanevi sürücü Sir Stirling’in kullandığı pistte 245,64 mil/saat (395,31 km/saat) rekor hıza ulaştı. İki yıl sonra ise aynı F1 pilotu Phil Hill tarafından kullanıldığında 254,91 mil/saat (410,23 km/saat) hıza ulaşarak bu rekoru kırdı.

MG, yeni 1498 cc motoru ve şık, aerodinamik şekliyle spor otomobil serisini modern meraklılara sunuyor. Bu tasarım, yedi yıllık ömrü boyunca 100.000’den fazla MGA satarak heyecan verici bir üretim geçmişine zemin hazırlıyor.

MG ZA Magnette başlangıçta büyük tepki çekmişti. Ancak sağlam performansı ve üstün özellikleri onu kısa sürede herkesin gözdesi haline getirdi.

Şirket, harika özellikler ve cihazlarla dolu MG TC’yi piyasaya sürdü. MG, 10.000’den fazla TC üretti. Bu, Amerikanların İngiliz spor arabalarına olan merakını başlattı.

MG K3 Magnette, o dönem dünyanın en zorlu yarışlarından biri olan Mille Miglia’yı kazandı. Kaptan George Eyston ve Johnny Lurani, 1100 cc sınıfında zafere ulaşan ilk İtalyan olmayan takım oldu.

M-Type, MG’nin ilk gerçek “halk spor otomobili”dir. MG’nin yenilik yapma cesaretinin en güzel göstergesidir. Hızlı, eğlenceli ve uygun fiyatlıdır. Araç, piyasaya sürüldüğü anda anında popülerlik kazandı.

Oxford’daki Morris Garages’da satış masası işinden büyüyen Cecil Kimber, garaja girip vizyonu üzerinde çalışmaya başlıyor; daha küçük, daha hızlı ve sürüşü keyifli arabalar üretmek. İlk MG spor otomobili olan Old Number One’ı yarattı.

MG, Morris Cars’ın bir spor otomobil bölümü olarak kuruldu. 1924 yılında, serinin ilk modeli olan ve azami hızı saatte 105 km olan MG 14/28 ile kamuoyunun dikkatini çekti.

Bu otomobiller MG markasını sportif sürücüler arasında favori marka haline getirdi.